10 Kasım 2008 Pazartesi

4 Kasım 2008 Salı

Bu aralar...

Bu aralar gerçekten çok gerginim:

Piyasa kötü, trafik kötü, ödemeler kötü, ajansta işler kötü değil ama çok da zevkli değil, hava güzel ama yeterli değil, evimiz çok güzel ama derli toplu değil, CC ile çok mutluyuz ama geçirdiğimiz kaliteli zaman yeterli değil, arkadaşlarımı çok seviyorum ama görüşmelerimiz hiç yeterli değil, zamanım hiç yeterli değil, romanın 5. bölümüne 2 sayfa yazdım sonra 1. bölümü tekrar okudum ne kadar kötüymüş, hiç ama hiç yeterli değil, blogger kapandı, açıldı ama zaten sansür gittikçe artıyor çok sinirleniyorum, Hüseyin Üzmez gibi manyaklar sokakta dolaşıyor, o kıza adli tıp raporu veren manyak doktorlar da; deliriyorum, Mustafa filmine gitmeden kızıyorum, ne gerek vardı diyorum, E-5'te şerit kapanmasına çok çok bozuluyorum!!!

Sizin anlayacağınız tam anlamı ile kaşınıyorum...

Gergin olmam için gerçekçi bir sebep bulamıyorum ama gerginim işte... Beni seven herkes de nasibini alıyordur, alıyordur değil alıyor. Bu aralar en çok kullandığım laf "cicim". Arada CC'ye de diyorum, yakında fırçalayacak bekliyorum. Herkese sarfettiğim lafları ona da sarfedince bozuluyor, çok da haklı, o yapsa ben 100 kere surat asarım ama yapıyorum işte. Ajansta PT ve MM'ye, anneme ve Aduş'a bol bol "cicim" lafını sarfederek neşemi gösteriyorum, gergin falan değilim canım!??

PT ile masalarımızın arasında bir vazo var. Bu vazo bir mesaj alanı. Buraya bana arada mesajlar yazıyor, mesela sabit duran bir mesaj var : "Allahım kocam ve ben ne müthiş insanlarız!". :) Bu cümleyi bir gün bir şey için sarfetmiştim ama ne için anımsayamıyorum şimdi. O da bunu yazdı ki sık sık okuyup hatırlayayım diye. Bu sabah da yine çok gergin olduğumdan ve PT ajansımızın motivasyon ekibinde olduğundan :) bana şöyle yazmış : "Ay lav yu Ebruu! Ay lav yu Ebruu! Ooooley! Oooley! Ebru burayaa! Ebru burayaa! Haydi hoop eller havaya... Motive olalım :)". Bunu yazdıktan ve MM ile ikisinin beni motive etmek için yoğun öpücüklerine maruz kaldıktan sonra paşa paşa önce ajansta sonra taaa Esenyurt'ta (ya da Haramidere miydi) iki toplantıya bile katıldım ve neşem bozulmadı. Yani seni seven insanlar olması süper bir olay. Dün akşam da sevgili sevgilim ve eşim beni ajansa almaya elinde 2 demet papatya ile geldi. Sonra anneme gittik, annem bu haftasonu kendi evine taşınıyor, taşınma durumundan kurtulamama sıkıntısını bir yana bırakırsak çok seviniyorum, o çok mutlu olsun istiyorum, kendi evinde otursun, kira düşünmesin istiyorum. Aslında herşey yolunda herşey iyi, memleket de iyi olsun istiyorum, çocuklar zorla çalıştırılmasın, evlendirilmesin, acı çekmesin, işkence, sansür olmasın, devleti gerçekten düzgün namuslu insanlar yönetsin istiyorum, adalet olsun istiyorum da herşeyin iyiliğini yeterince hazmedemiyorum. Galiba. Umarım...

Yani kaşınıyorum, kaşınıyorum da, işte neden? Onu bulamıyorum...