6 Mart 2008 Perşembe

Herkes kafasına göre iş yapıyor!

Geçen hafta Pazartesi günü kaza yaptım. Akşam ajanstan çıkmış eve gidiyordum. Sakin bir gün, eve gideceğim, yemek yiyeceğiz, sohbet muhabbet, belki bir film. Sıradan bir gündü aslında. Tam bizim eve inen yokuşa girdim; sağda kocaman bir kamyon gördüm, sokağın başında, ondan sonra hatırladığım tek şey, o sokaktan çıkan bir araca "küüt" diye çarptığım...

Önemli bir kaza değil aslında. Aracı görmeme imkan yoktu, ben çok hızlı değildim, o hızlı çıktı (bence) ama yine de onun sol ön tarafı benim ise sağ ön tarafım biraz dağıldı o kadar. Sakince arabadan çıktım. Sakince arabayı kilitledim (ne olur ne olmaz diye). Adamla birbirimize "geçmiş olsun" dedik. Ben CC'yi aradım, o da polisi. Eve çok yakın olduğumuz için CC hemen geldi. Polis ise 1,5 saat sonra falan ancak olay yerine varabildi, farları ışıkları yanmaz bir halde hem de.

Olay o kadar açıktı ki. Ben ana yoldayım, adam tali yoldan hızla çıktı, ben çarptım (herkese adam bana çarptı dediğim için CC hala dalga geçmekte benimle), kusurun tamamı onda. Onun da kaskosu var, benim de ama gerek de yok. Sonuçta benim bir hatam yok... diyorum ben, hatta adam da aynı şeyi söylüyor. Polis bir şey bile sormadı. Baktı, raporu hazırladı, alkol muayenesi yaptı, "geçmiş olsun" dedi, "raporu yarın sabah 10:00 gibi alırsınız" diye de ekledi, çekti gitti.

Biz, ertesi gün, Selamiçeşme Trafik Şube'ye kaza raporunu almaya gittik. Raporda 8'de 8 ben kusurlu görünüyorum! Ama o kadar eminim ki (hatta CC de öyle) kusurun tamamen karşı tarafta olduğundan, bin kere baktım, nereye yanlış bakıyorum diye. Yok, meğerse kusurun tamamını bana vermiş polis. Meğerse orası bir kavşakmış! Meğerse ben kavşaklarda yol sağdan gelenindir kuralını çiğnemişim! O anda delireceğim sandım. :) Hele de kaza yaptığımız adam gelip "abla, ben biliyordum zaten de söyleyemedim" deyince iyice delirdim... Geniş bir cadde, ona bağlanan daracık çıkmaz bir sokak, herhangi bir kavşak işareti yok, ışık yok, uyarı yok! Nasıl kavşak oluyor? Bilemiyorum.

Biz olayı şöyle çözdük. Kazayı yapan adam kaportacı. Muhtemelen polis arkadaşları, işleri düştüğünde halletmek için tavladı. Muhtemelen bir tanıdığı vardı. Muhtemelen ben olayın tersine döneceğinden hiç şüphelenmediğim için bir arada derede işi bağladı.

Türkiye Cumhuriyeti'nde adaletsizlik artık heryere bir virüs gibi bulaşmış durumda. 2 haftadır arabasızım. Üstelik araba annemin arabası. Kaskodaki %60 indirimini benim yüzümden, hem de adaletsizce bir karar yüzünden kaybetti, hiçbir hatası yokken. Bu adaletsizlik herkesin yanına kar kaldı. Trafik Mahkemesi'ne başvursan olay 3-4 sene sürüyormuş, başvursan bir türlü, başvurmasan bir türlü...

Hep derdim ki kötülük heryerde var. Heryerde olduğu kadar bizde de var. Ama artık oransal olarak o kadar arttı ki, bazen duyduklarıma, yaşadıklarıma inanamıyorum, gerçekten çok acı ama bu milleti kendime ait hissedemiyorum, uzaklaşıyorum... Üzülüyorum, hem de çok üzülüyorum!

Hiç yorum yok: