13 Mayıs 2008 Salı

Dank etme süresi!

Yavaş yavaş çıkacaksın merdivenleri... Nefes nefese kalmadan... Hatta fazla dikkat çekmeden... Kimse duymamalı sesini... Duyanlar ciddiye almamalı... Ciddiye alanlar ise çok zaman geçmeden unutmalı... Ne diyorum ben? Kafama diyorum, ancak dank etti diyorum. Nereye gidiyoruz? Baskıcı bir rejime mi? Eh herhalde Ebru! Tebrik ederim. Bunu sonunda anladın. Herkes söyledi söyledi, "olmaz!" dedin. "Olamaz!". "Biz çok mücadeleler verdik". "Bizim kendimize göre bir din anlayışımız var". "Bir yaşam biçimimiz var". "Biz dünyada tek'iz". Zııırrttt, Erenköy!.

İçki yasağı geliyor duydunuz mu? Aman dur, panik yok. Tam olarak yasak değil. Sadece kadehle içmek yasak, şişe açtıracaksın. Ha, bir de öyle markete telefon açıp "abi, bize 3 depozitosuz Efes, bir Yeni Rakı, 2 paket Winston Light" benzeri bir sipariş de yasak! Kutlama yapmak için şampanya falan patlatmak ise zinhar yasak!

Şimdi ben bunun halk sağlığı için, yani tamamen iyi niyetle yapıldığına inanmak isterim, istemez miyim? Açık içki satışının bozuk içki satışını engellemek için engellendiğini düşünmeyi tabii ki isterim ama mevcut hükümet söz konusu olunca nedense iyi niyetli düşünmem çok zorlaşıyor, hem beden hem ruh sağlığımızı bozacak o kadar çok şey yapılıyor ki!

Kafama dank etti, ah etti ama ne yapmamız gerektiği ile ilgili bir fikir beyan etmekte halen güçlük çekmekteyim. 40. yılında 68 devriminin ölülerine, Mustafa Kemal ve tüm o dönemin mücadelecilerine seslensem, duyarlar mı öbür dünyadan? "Biz bir haltı beceremediiikkk, emanete hıyanet ettiiiikkk, koşuuuuunnnnn!..

Hiç yorum yok: