1 Mayıs 2008 Perşembe

Emeğini satmak...

Emeğini satmak kolay değildir. Ağırdır bir çok zaman. Patronun sana kendini kullanılmış bir paçavra gibi hissettirmediği bir işyeri bulmak da keza çok kolay değil, yaşayarak öğrenilmiş deneyimler bunlar çoğumuzun deneyimlediği... O yüzden gençliğin artık neredeyse dalga geçtiği, yaşadıkları yalan ve sanal dünyada eski dünyalara ait değerler olarak gördüğü verilmiş eski mücadelelerin bugün içinde bulunduğumuz şartlar için ne kadar önemli olduğunu takdir etmemiz bence önemli. 1 Mayıs önemli. O yüzden 1 Mayıs'ın tarihini bilmek de önemli. Aşağıdaki alıntı anarsist.org'dan. Buyrun...

Avrupa ve Amerika'da 19. yüzyıl boyunca çok kötü çalışma koşulları içinde çalışan işçiler, yaşadıkları koşulları değiştirmek üzere bir çok grev ve direniş gerçekleştirdiler. Amerikan ekonomisinin 1860'lı yıllardan itibaren büyük sorunlar içine girmesiyle işverenler 1874 yılında dört eyalette birden ücretlerin düşürülmesine karar verdiler.

İşçiler bu karara karşı direndi. 13 Ocak 1874 günü düzenledikleri kitlesel bir toplantı, polis tarafından bastırıldı. Pek çok işçi yaralandı ve tutuklandı.

Kısa bir süre sonra Pensilvanya'da kömür işçileri de harekete geçti. Direniş kanlı bir biçimde kırıldı, 10 işçi lideri asıldı, 14'ü zindanlara atıldı.

Bu arada Amerikan işçi sınıfının kanı pahasına sürdürdüğü direniş sürerken işverenlerin baskısı da yoğunlaşıyordu.

1877 yılında bütün baskılara rağmen 8 saatlik işgünü isteyen ve ücretlerinin düşürülmesini protesto eden işçiler eylemlerini doruğa ulaştırdı. Bu eylemlerde demiryolu işçileri 12 ölü verdi. 1877 direnişi de kanlı biçimde sona erdi. Ama işçi sınıfı örgütlenmesini sürdürdü.

1 Mayıs 1886 günü Amerikan işçileri genel greve çıktı. 80 bin işçi sekiz saatlik işgünü için direnişe geçti. 3 Mayıs'ta Chicago'da direnişçi işçilerin üzerine ateş açıldı. Yüzlerce işçi çoluk çocuk demeden vuruldu, bir çoğu hapse atıldı.

Olayı protesto eden işçiler, ertesi gün yeniden alanlardaydı. Kalabalık dağılırken bir kışkırtıcının attığı bomba ortalığı karıştırdı. Bunun üzerine polisler gösterilere katılanlara karşı silah kullandı. Olaylar sonunda dört işçi önderi idam edildi.

1888 Aralık'ında toplanan Amerikan İşçi Federasyonu 8 saatlik işgünü elde edilinceye kadar, her yıl 1 Mayıs'ta kitle gösterileri düzenleme kararı aldı. Aynı aylarda birbirinden habersiz olarak Fransız ve Belçika İşçi Sendikaları Konfederasyonları sekiz saatlik işgünü için mücadele kararı alıyordu.

14-21 Temmuz 1889'da Paris kongresi ile kuruluşu gerçekleştirilen 2. Enternasyonal, 1 Mayıs'ı işçi sınıfının uluslararası birlik ve dayanışma günü ilan etti.

1890 yılından sonra 1 Mayıs'lar bütün ülkelerde uluslararası işçi bayramı olarak kutlanmaya başlandı.

Bir çok ülkede 1 Mayıs tatil günü olarak kabul edildi. 1919 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) kuruluş kongresinde 8 saatlik işgünü karara bağlandı.

Bugün dünyanın hemen hemen her ülkesinde 1 Mayıs'lar artan bir coşku ve heyecan ile kutlanıyor.

Ve yine bugün tüm dünyada aralarında Türkiye'nin de bulunduğu birkaç ülke dışında, 1 Mayıs yasal olarak "İşçi Bayramı"dır ve genel tatildir.

Ülkemizde ilk 1 Mayıs kutlamaları 1906 yılında yapıldı. 1 Mayıs, son yıllara kadar hemen hemen her dönem "komünistlik"le eş anlamlı görüldü ve çoğunlukla yasaklandı veya olaylı geçti. Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk 1 Mayıs, II. Meşrutiyet'in ilanından bir yıl sonra, 1909'da Üsküp'te Bulgar, Sırp ve Türk işçilerin katılımıyla kutlandı. 1910'da 1 Mayıs, Selanik ve birkaç Rumeli şehrinde kutlandı. 1911'de ise, Üsküp, Selanik, İstanbul Edirne ve Trakya şehirlerinde kutlandı. Selanik'teki gösteriye 14'ten fazla sendika, Yahudi, Bulgar, Yunanlı ve Türk işçi katıldı. Yük arabası sürücüleri, mavnacılar, liman ve yükleme-boşaltma işçileri iş bıraktı. 1912 yılında 1 Mayıs daha geniş katılımlarla kutlandı. 1920, 1921, 1922 ve 1924 yıllarında İstanbul ve değişik bölgelerimizde de 1 Mayıs kutlamaları yapıldı.

1 Mayıs 1925 yılındaki kutlamaların ardından, ülkemizdeki sendikalar yoğun bir baskıyla karşı karşıya kaldılar. 1925 yılında çıkarılan bir yasa ile 1 Mayıs Bahar bayramı olarak ilan edildi. İkinci Dünya Savaşı sonuna kadarki yıllarda her 1 Mayıs'ta ülkede olaylar olacak gibi bir kaos yaratıldı ve işçiler üzerinde baskılar yoğunlaştırıldı.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ülkemizde sendikacılık hareketinin yeniden gelişmesi ve özellikle uluslararası sendikacılık hareketi ile tanışmasıyla birlikte, 1 Mayıs'ın işçi sınıfının birlik ve uluslararası dayanışma günü olduğu anlaşılmaya başlandı.

1960'lı yıllarda işçi sınıfı çeşitli nedenlerle bölünmüş durumdaydı. 1967 yılında DİSK kuruldu. 1976 yılında DİSK'in öncülüğünde 1 Mayıs İstanbul Taksim Meydanı'nda yüzbinlerin katılımı ile kutlandı. Bu kutlamadan, İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma bilincinin ulaştığı boyutlardan rahatsız olan sermaye çevreleri 1 Mayıs 1977 yılı 1 Mayıs'ında artık "1 Mayıs Alanı" olarak anılmaya başlayan Taksim Meydanı'nda, yüzbinlerce işçinin katıldığı kutlamayı kana buladılar. İşçi sınıfı düşmanlarının saldırıları sonunda 37 şehit verildi. Bu katliama karşı işçi sınıfımız 1978 1 Mayıs'ında yine 1 Mayıs alanındaydı. Daha sonra, sıkıyönetim ve ağır baskılar altında 1 Mayıs çeşitli illerde yığınsal olarak kutlandı. 12 Eylül öncesi son 1 Mayıs kutlaması Mersin'deydi. 12 Eylül sonrası tüm yasak ve engellemelere rağmen 1 Mayıs değişik illerde değişik etkinliklerle kutlandı. 1992 yılında ise TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, DİSK 1 Mayıs'ı alanlarda birlikte kutladı.

Hiç yorum yok: