20 Haziran 2008 Cuma

Kuşaklara dikiz...

İstikbal filmleri beni deli etti akşam. Bu nasıl bir brieftir ki, "aptal kadınlar ve beceriksiz erkeklerin kullandığı mobilya" algısını yaratıp kendi markasının üzerine yapıştırmak için özel bir çaba sarf eder, helal olsun. Kampanyanın iki versiyonunu gördüm, birincisinde kadın evinin önünde, arabası ile geliyor ama bir türlü arabayı park etmeyi başaramıyor, kendi beceriksizliğine söylene söylene yatak odasına geliyor, yeni aldığı yatak odasını görünce de o kadar da aptal olmadığını hatta oldukça akıllı olduğunu anlıyor. İkincisinde de yanlış hatırlamıyorsam adam arkadaşları ile halı sahada futbol maçı yapıyor. Bir türlü gol atamıyor ya da bir sürü gol yiyor, öyle bir şey, devamı yine aynı. Kendine söve söve eve geliyor, salondaki mobilyaları görünce fikri değişiyor. Şimdi bunu iki taraflı düşünebiliriz; "detaylara takılma, önemli kararlarda başarılısın ki İstikbal almışsın" ya da "sen salaksın, alsan alsan zaten ancak İstikbal alırsın". Ben karar veremedim vallahi, sizce hangisi? :)

İş Bankası'nın yeni bir kampanyası var. Film aslında mp3 çalar ya da Sony Walkman telefon filmiymiş falan geldi bana ilk başta yani algı için en az 2 kere seyretmek gerekiyor. Normalde bu zaten 3+'dır. Yani hedef kitlenin en az 3 kere filme maruz kalması gerekir ki algı oluşsun. Dolayısı ile normal. Kampanya aslında basit. Karnesini gösteren her çocuğa Alice Harikalar Diyarında kitabı hediye ediliyor. Ama film olağanüstü sıcak, sakin akan, etkileyici bir film. Promosyon fikri de altına imza attığı sosyal durum da (okumayı desteklemek fikri ya da yaz tatili okumak içindir fikri diyebiliriz) takdirimi kazandı, süper bir iş.

Ha, bir de bugünlerde (hani yaz da geldi ya!) İngilizce öğretme kampanyaları moda. Herkes bütçesine göre tabii, anımsayabildiğim kadarı ile Star gazetesi çeviri yapan bir kalem veriyor. Reklam filmi de süper "van, tuu, tirii, foor" diye İbrahim Tatlıses'in şarkısından hallice bir dublaj ve felaket ötesi bir film kalitesi ama kimin umurunda eminim kampanya iş yapacaktır. Yine yanlış hatırlamıyorsam Sabah Gazetesi de İngiltere'de dil kursu promosyonu yapıyor ama mekaniği nasıl tam çözemedim. Filmde ise Avrupa başkentlerinin simgelerini anımsıyorum sanki. İkisi de birbirinden felaket filmler. Bir de çok gazete kampanyası yapmış biri olarak söyleyeyim, artık bu kim ne yaparsa ben de onu yapayım durumu çok komik kaçmaya başladı. Allah aşkına yeter!

Şimdi yaz geldi ya, meyve suyu filmleri de tam gaz. Cappy'nin yeni ambalajı ile çok kısa, mesajı pek de akılda kalmayan bir filmi, Netto'nun Muzaffer Kuşhan'la yaptığı 8 kırmızı meyve (sanırım böyleydi) filmi ve Tamek'in yeni, danslı, eğlenceli filmi ilk aklımda kalanlar. Netto bu sefer iş yapacak sanırım, eğer görünürlüğü sağlarlarsa bu film, ürün farklılaşması da olduğundan şeytanın bacağını kırmalarına neden olacaktır. Tamek ise Cappy'den farklı bir şey söylemiyor, film kalitesi yüksek o kadar. Maksat güzel bir film yapalım, yayına sokalım gibi olmuş bana kalırsa.

Aslında bu milli takım sponsorluğu filmleri için uzun zamandır yazmak istiyordum da fırsat olmamıştı. Benim listem 1. Turkcell, 2. Coca-Cola, 3. Garanti, 4. Ülker, 5. PO. Başka var mıydı, anımsayamıyorum. Turkcell filmi, evet biliyorum eski film, evet şarkısı Lady Darbanville ve çok saçma ama kabul edelim çok güzel iş. Taklit olduğunu söyleyenler de var, bunu araştırma fırsatım olmadı doğrusu ama Leo Burnett güzel iş yapıyor, duygusal bakıyor olabilirim ne de olsa eski ajansım ve çok severim. :) Coca-Cola bence çok çok sıcak, senkron süper, yaratıcı düşünceler var, cansız objelerin hareketi gibi ki bana çok sıcak geldi, hele 3 tane teyzenin tezahüratı süper. Tüketici gözü ile bakınca başarılı bence. Garanti ise ne diyeyim; Amerikan Futbolu, Rugby, bilgisayar oyunları her şey var. O karakterler bana çok korkunç ve uzak geliyor ve hareketleri çok yapay ama asıl hedef kitle gençler ve bilgisayar oyunu manyağı bu kitleye çok yakın gelecektir eminim, hatta oyunu ya da çizgi filmini de yapıyorlarmış galiba. Yalnız kapıdan ilk çıkanın Sabri olması biraz komik kaçıyor. :) Ülker'e yorum yapmıyorum, PO ise neden yani diyorum, neden benzin istasyonunda top oynanıyor, ürün de görünsün diye mi?...

Haftasonu kuşakları biraz daha inceleyelim, yine yorum yapacağım, yorum yapmak bedava nasıl olsa. Bu arada bizim yeni filmlerimiz de yayına girdi; Muhabbet Card için yaptığımız 3 film. Onları da buraya koyayım değerlendirmeleri beklerim. Eleştiri serbest. :)

Hiç yorum yok: