20 Haziran 2008 Cuma

Nasıl bakacak (afedersiniz) öküz gibi bakıyor!

Yani öylesine yaralı olduğum bir konu ki, Hürriyet'te haberi görünce "hah!" dedim. "İşte, bilimsel olarak da kanıtlandı ama ne fayda?"...

Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doçent Dr. Hülya Uğur Tanrıöver başkanlığındaki ekip "Medyada Kadınların Temsil Biçimleri" konulu bir araştırma yapmış. Sonuçlar elbette hiç birimizi şaşırtacak şeyler değil: Haberler, manşetler, içerikler yapılırken kadınlar, bireysel varlığı olmayan eş ve anne, magazin malzemesi, konu mankeni, cinsel nesne olarak kurgulanıyor ve tamamen yok sayılıyor.

Araştırma; Medya İzleme Grubu’nun (MEDİZ) yürüttüğü "Medyada Cinsiyetçiliğe Son" kampanyası kapsamında hazırlanmış ve sonuçlar, gazeteciler Ferai Tınç, Ayşenur Arslan ve Şirin Payzın’ın da katıldığı basın toplantısında kamuoyuna duyurulmuş.

Doç. Dr. Tanrıöver, araştırmanın bu yılın ocak ayında iki hafta boyunca 10 gazete, 5 radyo, 5 internet sitesi ve 5 televizyon kanalının izlenmesiyle yapıldığını belirtmiş, "Araştırma sonuçları da gösterdi, medya erkeklerin egemenliğinde. Medyanın genelinde kadınların aleyhine cinsiyetçi bir söylem egemen. Haberler, manşetler, içerikler yapılırken kadınlar, bireysel varlığı olmayan eş ve anne, magazin malzemesi, konu mankeni, cinsel nesne olarak kurgulanıyor ve tamamen yok sayılıyor" demiş. Tanrıöver, araştırmanın, üniversitelerde başörtüsü konusunun TBMM’de görüşüldüğü dönemi kapsadığına dikkat çekmiş ve "Başörtüsü gündemin en temel maddelerinden biri olmasına karşın, kadınların örgüt ve eylemlerine ilişkin haberlerin temsil oranının yüzde 2’nin üzerine çıkmaması ilginçtir. Hatta siyasal duruşu ve iktidarla ilişkileri nedeniyle başörtüsü yasasının kaldırılmasından yana olan medyalarda bile, haklarını talep eden kadınların eylemlerinde, konu üzerine fikir yürüten erkek yorumculara yer verilmesi dikkat çekicidir." diye de eklemiş.

Ben artık bunu üzerine ne diyeyim, benden bin kat yetkin birisi zaten söylemiş. Ha, bu bize özgü bir şey mi? Kadınların cinsel obje olarak gösterilmesi hayır değil ama kalanlar sadece bize ve 3. dünya ülkelerine özgü. Eh zaten biz de onlardan biriyiz, eğri oturalım doğru konuşalım. Yoruluyorum bazen, allah biliyor ya, yoruluyorum...

Hiç yorum yok: