12 Eylül 2007 Çarşamba

Abraham Lincoln'ün oğlunun öğretmenine yazdığı mektup... Anneme saygılarla...

Bu mektubu bilmiyordum. Tesadüfen okudum. Belki bilenler çoktur. Ama çok etkilendim.
Kendimden pek tatmin olan bir insan sayılmam, hatta birçok konuda yetersiz, bilgisiz görürüm kendimi bazı konularda öyle olmadığımı birçok insan söylediği halde. Ama anneme baktım, şu mektubu okudum, ne kadar başarılı olduğunu bilemem, bunu yargılamak bana düşmez ama aşağıda yazılan mektuptaki değerleri ısrar, inat ve çoğu zaman da sevgiyle bana vermeye çalıştığını gördüm. Bu yüzden; isteyerek, istemeyerek ona yaptığım birçok haksızlığa rağmen, iyi bir insan yetiştirme çabası karşısında bir kez daha saygıyla eğilmek istiyorum. Bu mektup; anneme saygılarımla...

...

Öğrenmesi gerekli biliyorum; tüm insanların dürüst ve adil olmadığını, fakat şunu da öğret ona: Her alçağa karşı bir kahraman, her bencil politikacıya kendini adamış bir lider vardır. Her düşmana karşı bir dost olduğunu da öğret ona. Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen, kazanılan bir doların, bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğret. Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve kazanmaktan neşe duymayı. Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu. Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona. Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını... Eğer yapabilirsen; ona kitapların mucizelerini öğret. Fakat ona; gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği zamanlar da tanı... Okulda hata yapmanın, hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona. Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret, herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi... Nazik insanlara karşı nazik, sert insanlara karşı sert olmasını öğret ona. Herkes birbirine takılmış bir yönde giderken, kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma. Tüm insanları dinlemesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret... Eğer yapabilirsen üzüldüğünde bile nasıl gülümseyebileceğini öğret ona. Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret. Herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini öğret ona ve aşırı ilgiye dikkat etmesini... Ona, kuvvetini ve beynini en yüksek fiyata satmasını, fakat hiçbir zaman kalbine ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret. Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret. Ona nazik davran ama onu kucaklama. Çünkü, ancak ateş çeliği saflaştırır. Bırak sabırsız olacak kadar cesarete sahip olsun, bırak cesur olacak kadar sabrı olsun. Ona her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret. Böylece insanlığa karşı da derin bir inanç taşıyacaktır... Bu, büyük bir taleptir, ne kadarını yapabilirsen bir bakalım... O ne kadar iyi, küçük bir insan, oğlum...

2 yorum:

varol döken dedi ki...

ben bu yazıyı yazabilirdim de, hangi öğretmene yollayacaktım? ayrıca ulan abraham bu kadar biliyordun da neden kendin yetiştirmedin çocuğunu? bak erkin koray'a, zaten yakında başkan da olur başımıza:)

aile ve okul... çocuk gelişiminin en önemli iki halkası, türkiye'de en sapkın iki halkası... bu ülkede hiç kimse ya da çok çok küçük bir azınlık dışında diyelim, aile ve okuldan aldığı eğitimle adam olmamıştır... zaten memlekette ne kadar adam var ki!

bakan olursam aile kurumunu ortadan kaldıracağımı bir kez daha yineleyeyim!

EA dedi ki...

Bu bence uzmanlık işi canım. Hiç kimse kendi çocuğunu eğitemez. Hele de belli bir yaşta, ailene düşman kesildiğin ve hormon salgılamalarının tavana vurduğu o çağlarda hiç yetiştiremez. Bence öğretmen yetiştirmeye başlamamız gerek, hem de acilen. Belleten değil ama öğreten kişiler gerekli...