3 Eylül 2007 Pazartesi

Kokular... kokular... anılar... kokular...

Anımsayabildiğim ilk koku, beyaz sabun kokusu... Çarşafların kokusu mudur giyeceklerin kokusu mu bilinmez... Mutfaktan gelen muhallebi kokusu sanki, belli belirsiz. Un helvasının kavrulurken çıkardığı o büyüleyici koku. Ne kadar da sever(d)im... Ihlamur, leylak, hanımeli kokuları birbirine karışmış bir halde sanki evin bahçesinden içeri giren... Büyük babaannemin çiğböreğinin kokusu... Pazar günleri mi yapardı? Tam anımsayamıyorum. Herhalde. Annemin işten geldiğindeki kokusu... Çok ama çok küçük olmalıyım, saçlarının kokusu bir başkaydı sanki, çok ama çok tanıdık ve beni büyüleyen. Anneannemin kendine has kokusu. Tanımlanamayan ama güven veren. Babamın tütün ve çok eski model traş kremi ile karışık bir erkek kokusu... Hala bir yerden burnuma geldiğinde içimi cızlatan... Alkol kokusu belli belirsiz... Nefret ettiğim ama yıllar sonra sevmeyi başardığım rakı kokusu, eski model teyplerin kendine has acaip kokusu ile karışık... Evdeki kocaman radyodan gelen bir o kadar garip ve tanımlanamayan koku bazen... Bir de kocaman kırmızı telefonun, bozulmuş pil kokusuna benzer kokusu... Büyük babaannemin hastalığının kokusu... Çocuklukla genç kızlık arasında, tam olarak üzülemediğim ama üzülmem gerektiğini düşünüp kendimi suçlu hissettiğim zamanlarda aklıma gelen o koku... Ev sahibimizin evinin kokusu tanımlanamayan; lavanta mıdır, kendine has başka bir parfüm mü ama kesinlikle zengin bir ev kokusu, belki ağır tahta eşyalardan yayılan... Kara lahana kokusu, kapıcıların evinden bütün apartmana dalga dalga yayılan... Kitaplarımın kokusu, artık benim satın almaya başladığım ya da benim için satın alınan, benim olan en önemli şeyler... Bana hediye edilen o teybin kokusu, kaset çalar bir teybim olduğu için ne kadar da gururlanmış ve bir kaç gece başucumda onunla yatmıştım... Okulun koridorlarının çamaşır suyu ve arap sabunu kokusu... Sınıflardaki tebeşir kokusu... Beyoğlu'nun kendine has karmaşık kokuları ile ter kokusunun bir araya geldiği bahçe... Okulun kantininden yayılan, bazen mide bulandırıcı olan döner ve karışık tost kokusu... Çiçek Pasajı'nın ve Şampiyon'un kokuları, neydi o yediğimiz şey her öğlen? "Zümküfül" müydü adı? Kınalıada'nın denizinin ve tepedeki sarı süsen çiçeklerinin kokusu... Mac Donald's Taksim'de ilk şubesini açtığında hepimizi büyüleyen ve şimdi nefret ettiğim Big Mac kokusu... İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin kendine has taş kokusu, artık üniversiteli olma gururu ile birlikte gelen... Sokak köşelerindeki sidik kokusu... Vezneciler Kız Yurdu'nun önünden geçerken nasıl olur bilinmez burnuma gelen gurbet kokusu... Sevdiğimin kokusu, uzun yıllar hiç değişmeyen... Taşındığımız hiç bir evde değişmeyen ve hala aynı olan o koku... Eskiden yağan karların kokusu... Yağmurlu günlerin çamurla karışık çimen kokusu... Vapurların makine dairesinden gelen koku ile karışan deniz kokusu... Londra kışlarının sisle dolu ağır kokusu...

Yazmaya kalksan bitmeyecek binlerce koku...

Çocukluğun, genç kızlığın kokuları...Kokular, anılar... Anılar, kokular... Sanki birbirleri ile varlar...

3 yorum:

varol döken dedi ki...

bir de jean baptiste grenoille var, hiç kokmuyor herifçioğlu... biri bana da demişti bunu... delikli çerkes peyniri miyim lan ben kokacam, yıkanan kokmaz ben bunu bilir bunu söylerim... bir de kekikli pirzolanın kokusunu alır, mangala dokunmadan yerim...

EA dedi ki...

Saçmalıyorsunuz sayın beyefendi. Bir kez herkesin kendine has, tipik bir kokusu vardır. Anneannemin kokusu hala burnumda. Yoksa adam milletin derisin doğrar mı koku yapmak için kendine? Yıkanan da 2 saat duş jeli kokar, boyuna deodorant sıkanlar da Migros gibi kokar. Ne o yaa?

varol döken dedi ki...

o sizin saçmalığınız hanımefendi... kendinizi baharbahçe, venedik bahçesi'nde hissettiniz galiba... koku dediğiniz şey taharetsiz gavurların çok affedersiniz b.k kokusunu örtmek için ortaya çıkardığı frenk icadından başka bir şey değildir... oysa ki ümmetimiz gülsuyu ve hacışakir esanslarının kokusuyla yıkanmış, pür-i pak ve muzaffer olmuştur... şimdi siz bu kokuların üstüne kokuyu nasıl alabilir nasıl bu satırlara dökebilirsiniz? ceddinizden, soyunuzdan ve gülsuyu kokunuzdan hiç mi utanmazsınız?

migros indirim günlerine gelesiniz hanımefendi, başka da bir şey demiyorum size...