7 Ocak 2007 Pazar

Kısa Kısa 7 Ocak 2007

Muhteşem bir hava var bugün... Çok erken kalktım. Malum. Stüdyoya gitmek için... 9 buçuk'ta kendimi dışarı attığımda parlayan güneşi görmek ne kadar güzel bir duyguydu Allahım! Her neyse şimdi çay yaptım ve gazeteleri okuyacağım...

Ondan önce bir şey dikkatimi çekti de; bilmiyorum Fox Life seyreden var mı? Ya, bu kendini anlatın meselesi için seçilen insanların hepsi de bana çok yapay geliyor. Gerçek insanlar olduklarına inanmak çok zor. Kurmaca ise fikre çok ters düşmüyor mu? Bilemedim. Ben biraz gıcık oluyor kendilerine. Ha; kendim oraya çıksam daha mı az şımarık olurdum? Bilemiyorum. Ama zaten çıkmazdım dolayısı ile mesele yok...

Bir de şu dolmuşlarda sen sol taraftan inmeye çalışırken hiç kıpırdamayan insanlar var ya onlara da çok gıcık oluyorum. Biraz yardım etseler olmaz mı yani? Ha bir de arka koltuğun en sağına oturup orayı tutanlara da çok gıcık oluyorum. Ne bu ya? İlerle işte ne olacak? Tecavüz mü edeceğiz ortada oturursan? Nedir yani? Neyse bu güzel havada daha fazla sızlanmayayım. :))

Pazar gazetelerinin insert'lerine bayılıyorum. Özellikle de Teknosa, Gold Computer falan gibi olanları. Binlerce TV, dizüstü bilgisayar, cep telefonu, mp3 player, external hard disk ve bunlar gibi onlarca teknolojik aleti incelemek çok zevkli...

Annem saat 7 buçuk'ta evden çıktı yaa! Buna inanabilen var mı? Pazar sabahı 7 buçuk'ta. Annemin enerjisine yetişebilecek bir hap falan varsa almak istiyorum ama sanırım yok. :)) Sonra da beni aradı, arkadaşları ile buluşmaya gidiyormuş, hava çok güzelmiş, tadını çıkaracakmışım. Nasıl bir yaşama sevinci bu Allahım yaa?

Bu arada MH için bir kitap almam gerek. Perşembe günü temelli İngiltere'ye gidiyor ve gitmeden önce ona vermek istiyorum. Kitap "Hayatımızın Amacı". Bu aralar sürekli karşıma çıkan benzer şeyler söyleyen kitaplardan biri işte. Onun da okumasını istiyorum. Aslında tüm arkadaşlarımın okumasını istiyorum. Ama sanırım kitabı iyice anlamak için onu anlamaya hazır olmak gerek. Çünkü bu kitap tam 5 yıldır bendeydi ve geçen hafta elime yeniden alıncaya kadar hiç etkilememişti beni hatta anlamamıştım. Aslında bu herşey için geçerli. Hayatta karşımıza çıkan bir çok şeyi onu anlayabilecek olgunluğa (diyeyim şimdilik doğru sözcük bu olmasa da) gelmeden anlayamıyoruz ya da değerini bilemiyoruz. Neyse bu ayrı bir konu, bir ara bununla ilgili uzun uzun yazabilirim.

Hiç yorum yok: