8 Ocak 2007 Pazartesi

Kısa Kısa 8 Ocak 2007

Bu sabah güneş yine olağanüstü bir şekilde doğdu. Tam karşıda geniş bir kırmızılık, üzerinde ve altında kırmızıdan sarıya doğru bir degrade, üzerinden yukarı doğru ise bulutlar, paramparça olmuş bulutlar ve aralarından sızan mavi, sarı ışıklar gibi açıklayabileceğim bir şeyler. Neden fotoğraf çekmedim bilemiyorum. Çok güzeldi.

Vapuru; yani 07:45 vapurunu 2 dakika ile kaçırdım. Ama bu sayede artık Kabataş'a da vapur (daha doğrusu büyük motor gibi olan yeni taşıtlar) olduğunu öğrendim, iyi oldu aslında. 20 dakikada Kabataş'a varıyor. Zaten her zaman konuştuğumuz şey: şu deniz yolunu düzgün kullansalar trafik ne kadar rahatlayacak. Neden yapamıyorlar anlayamıyorum. Örneğin Beşiktaş'tan, Kabataş'tan Kadıköy, Moda, Fenerbahçe, Caddebostan, Erenköy, Suadiye, Bostancı gibi yerlere o büyük motorlar konsa. Hem onlar çok daha çabuk yanaşıp hareket ediyor. O zaman hepimiz ne kadar rahat ederdik. Bunu yapmak niye bu kadar zor geliyor bu işleri yönetenlere acaba? Eskiden Sirkeci'den Moda, Caddebostan, Bostancı vapuru vardı. Okuldan dönüşte ona binerdik. Çok da kalabalık olurdu. Artık yok sanırım ya da ben tarifede gözden kaçırdım. Ama zaten Caddebostan'da artık iskele yok ki. :((

2 yorum:

Melih SANCAKLI dedi ki...

Bu sabah 8.15 vapurunu kaçırınca, uyanıklık yapayım 8.30 Kabataş motoruna bindim. Bindiğime bineceğime pişman oldum. Kabataş-Beşiktaş arası otobüsle 15 dakika sürüyor. Yani 8.45 vapuruna binmekle eş değer. Aslında vapuru kaçırmakla bir şey kaçırmamış oluyorsunuz. Tavsiyem işiniz Taksim'de değilse Kabataş'ı fazla kullanmamak.

MS

EA dedi ki...

Valla haklısın, çok da bir şey farketmiyor. Bir de Kabataş'tan o kadar az otobüs var ki bizim o tarafa durakta bayağı bir beklemek gerekiyor...