7 Ağustos 2007 Salı

Korkarak Yaşamak...

Herşeyden korkuyoruz... Geçmişten; yaptığımız hatalardan, birgün onları tekrar yapmaktan, yaşadıklarımızdan, onları tekrar yaşamaktan, bize yapılanlardan, tekrar yapılmasından... Bugünden; bugünün nasıl geçeceğinden, hangi problemlerin karşımıza çıkacağından, havanın nasıl olacağından, patronun bugün neye takacağından, yapacak yemek bulamamaktan, sevdiğimiz diziyi seyredememekten, onun aramamasından, başka birinin aramasından, kredi kartı borcundan, aidatın son günü olmasından, buna benzer benzemez binlerce şeyden...

Gelecekten; işsiz kalmaktan, yaşlanmaktan, yalnız kalmaktan, parasız kalmaktan, hasta olmaktan, muhtaç olmaktan, huzurevinden, çocuklarımızı kaybetmekten, eşimizi kaybetmekten, ölmekten... Korkarak yaşıyoruz... Duygularımızı söylemekten, duygularımızı belli etmekten, sinirlerimize hakim olamamaktan, sıkıntıdan patlamaktan, onu kaybetmekten, onsuz yaşamak zorunda kalmaktan, onunla yaşamak zorunda kalmaktan, çocuk doğurmaktan, çocuğumuza bir şey olmasından, bağlanmaktan, özgürlüğümüzü kaybetmekten, terkedilmekten, aldatılmaktan, gururumuzun kırılmasından, evlenememekten, evlenmekten...

Bütün bunlara bir de fobi olarak nitelendirilen korkularımızı ekleyin; karanlıktan, yüksekten, asansörden, böcekten, köpekten, kediden, trafikten, evde yalnız kalmaktan, cinden, periden, fırtınadan, depremden, selden, yangından vs. vs... Milyarlarca farklı insan, milyarlarca farklı korku ve endişe ile yatıyor geceleri ve sabahları aynı korkuların büyümüş hali ile kalkıyor yataklarından... Mutlu olduğumuz her 5 dakikaya karşılık en iyi olasılıkla en az 15 dakika korku... Sonlu oluşu belli ama sonu asla belli olmayan yaşamı hep birlikte tüketiyoruz...

Hiç yorum yok: