14 Ağustos 2007 Salı

Kırmızı Eşarp...

Cengiz Aytmatov'un hikayelerine bayılırım zaten. Bu da en güzellerinden biri. Bir de "İlk Öğretmenim"dir ama o ayrı bir yazı konusu. Herneyse; bu akşam CNN Türk'te "Oradaydım" programında konu "Selvi Boylum Al Yazmalım"dı. Benim hayatta en sevdiğim filmlerdendir. Bence bir yönetmenlik harikasıdır. Müziği, kurgusu ve tabii senaryosu da. Senaryo da Ali Özgentürk'ünmüş. Unutmuşum, utandım. Anlatan kişi Türkan Şoray'dı. Öylesine heyecanla, sevgiyle anlattı ki filmle ilgili herşeyi, çok özendim. Keşke o sette olabilseydim, keşke böyle bir filmin yapılışında olabilseydim diye düşündüm işte. Aklımda kalan o kadar çok plan, diyalog var ki. Hele de son sahnede "sevgi neydi? sevgi emekti..." diye giden, ana karakter Asya'nın kafa sesi. Kadının eski kocasını yolda beklemekten vazgeçip, Cemşit'i merak ettiği ve yola çıktığı sahne. Samet (küçük oğlan), Cemşit ve Asya türkü söyledikleri o sahne. Bunlar da konu edildi bugün, çoğu en azından. İlginç olan filmi, daha doğrusu bu senaryoyu yapma fikri Türkan Şoray'ınmış. Bilmeyenler için; Yeşilçam Filmcilik kendisine gelmiş; o, gelen senaryoları beğenmemiş. "Sizin bir fikriniz var mı peki" demişler. O da okumuş Cengiz Aytmatov'un "Kırmızı Eşarp" adlı bu hikayesini ve "onu yapalım" demiş. Helal olsun kadına. Sonra Ali Özgentürk yazmış işte senaryoyu. Atıf Yılmaz'ın öyle ilginç kurgu detayları var ki filmde. Hele son sahnede, kamyonun aynaları ile bütün duyguyu anlatması kayda değer gerçekten. Müziği yapan Cahit Berkay'ın da hakkını teslim etmek gerek. O da efsane bence.

"Sevgi neydi" diyor Asya film boyunca ve sonunda cevabı buluyor. Aşk; deli gibi akan dere, rüzgarda savrulan yapraklar, içine gelen o kıpırtı, heyecan duygusu... Ama sevgi; bütün bunlardan sonra güneşin çıkması, durulma ve o güven duygusu işte. O yumuşaklık, sıcaklık, emek verme. Ne muhteşem anlatıyor film bütün bunları. Çok çok seviyorum bu filmi. İyi ki bu program varmış bu akşam.

Hiç yorum yok: