27 Haziran 2007 Çarşamba

VD'nin şiirleri...

Bu günün ruh haline o kadar uydu ki, inanamadım ve hemen buraya koyuyorum...
VD, canım; çok çok teşekkür ederim... Ne diyeyim sana başka... Bilemedim...

UZAK

Gittiğin yer çok uzak,
Gittiğin yer çok soğuk,
Bir kuş olsam bile,
Kanatlarımla aşmam zor...

Bastığım boz toprağa,
İçtiğim duru suya,
Soluduğum havaya,
Eskisi gibi ait ol...

Gittiğin yer çok uzak,
Gittiğin yer çok soğuk,
Bin renk olsan bile,
Gökkuşağını bulmam zor...

Bastığım boz toprağa,
İçtiğim duru suya,
Soluduğum havaya,
Eskisi gibi ait ol...

Arkanda ekmek kırıkları bıraktın,
Yağmurdan erirler, umutlar gibi ne sandın...
Aslında camdan kırıklar yarattın,
Kanarsın kalbime basma sakın ...

Ardına parlak yıldızları astın,
Kayıp kaybolurlar, umutlar gibi, ne sandın...
Aslında yıldızdan yaralar açtın,
Kanasın yaram bırak değme sakın...

Gittiğin yer çok uzak,
Gittiğin yer çok soğuk,
Bir şarkı olsam bile,
Yakınlığını duyman zor...

5 yorum:

OzlemPansiyon dedi ki...

VD şiir makinası gibi çalışıyor. Kıskanıyoruz! Sipariş vermek mümkün mü? Benim de ruh halime uygun şiirlere ihtiyacım var.

dun gecenin anisiyla, brief için anahtar kelimeleri veriyorum:

binlerce insana temas etmek, temas ettiklerini sevmek, sevdiğin herkesin başka yöne bakması, uzaylı zekiye gibi hissetmek, nereye ait olduğunu bilememek, mutlak yalnızlık (ama dramdan uzak!).

varol döken dedi ki...

bir tencere dolusu
yalnız, üzgün pilav
içinde benim
pirinçlerim var
taşlarını kendime
mutluluğunu sana ayırdım
tam 100 derece
öz suyumda kaynattım
kalbimin üstünde
soğumaya bıraktım
tadına bile bakmadın
yüzüme bile bakmadın

bir tencere dolusu
gözü yaşlı pilav
içinde kırık dökük
pirinçlerim var

OzlemPansiyon dedi ki...

öz suyumda kaynattığım kırık dökük pirinçler...

bayıldım ya! (işte reklamcı! güzel kelimeleri ile müşteriyi ters köşeye yatırır; brief neydi olursun?:))

seni pansiyon'a transfer edelim mi? maaş da bağlarız, sadece alkışa çalışmak için fazla iyisin:)

varol döken dedi ki...

beni zaten 5 yıldızlı otellerin, cicili bicili salonlarında değil, ayşe teyze'nin çam sakızı kokan müştemilatlarında arayın:)

teşekkür ederim...
vd (babaannesinin kendisini yetiştirme şeklinden dolayı övgülere kızaran, ama hoşuna gittiğini itiraf etmekten kaçamayacağı için bu parantez içlerini bulan, müstehzi gülümseyen [parantez içinde parantez, köşeli parantezdir, ea'nın osmanlıca hocasına saygı ve hürmetlerimi sunarım], münzevi bir şarkı sözü yazarı)

varol döken dedi ki...

bu da istek üzerine yeniden... hoş ben naçizane, senin hala kırık dökük pirinçlerinin izinden giden bir gretel olduğunu düşünüyorum ama:)

ayaklarımı ekvatora
belimi kutuplara yasladım
kulaklarım geçti
greenwich meridyeninden
bir kelebeği öptüm
and dağlarında
bakire kızlar puro sararken
santiago'nun bağrında
taklamakan çölünde
serabını gördüm atlas'ın
ve daldım hoyratça içine
bütün mercanların
isfehan'da bıraktım
ruhumun kara şalını
ve tam 1257 metrede kokladım
özgürlüğümün erik tadını
uzadı gölgelerim
kapladı kanyonları
serinledi gölgemde
kutup dişli bir velet
serip ayaklarını
peninsula valdes'te
bulut oldum bembeyaz
indim oradan yağmurla
yıkadım caracas'ı
belimin çevresinde
meridyenler dönerken
ezbere puma geçti
kalbimin ekseninden

bilmiyordum gerçekten
dünyada aradığımı
kendi içimde buldum
bütün dünyalarımı